الله اكبر.... - Ebu Muhammed Ömer

Ebu Muhammed Ömer
Irak

Kelimelerinin sayısınca, yarattıklarının adedince ve razı oldum kulum deyinceye kadar ALLAH’a hamd olsun. ALLAH bizi görüyor ve işitiyor.

Ebu Muhammed Ömer 2006’ın ilk ayında; ALLAH’ın dininin üstün olması için 4 çocuğunu ve eşini bırakıp Irak’taki kardeşlerinin çektiği eziyeti paylaşmak için, kafirlere karşı olan o büyük intikamını almak için yola çıktı.

Her Cihad videosu izlediğinde kafirlere olan kini sürekli artardı. Namusu kirletilmiş kadınları gördükçe ağlar ve “Bunların benim karımdan, anamdan, bacımdan farkları yok. Bu aşağılık köpekler benim namusuma el uzattı, bunları mutlaka öldürüp intikam almam gerekli” derdi.
Zulm videolarında kini artarken, patlama, sniper ve Abd askerlerinin ölüm videolarını seyrettikçe “ALLAH-u Ekber” nidaları atardı. Videoları seyrettikçe masaları yumruklardı. Bununla ilgili bir anısı da var.

Bedir Er-Riyad’ın çıktığı ilk dönemde videoyu seyretmiş ve sağa sola yumruklar atarak “İşte bende bunlardanım, bunların dediklerini diyorum” diyerek gecenin geç saatlerinde tekbirler getirmiş ve tüm mahalleliyi ayağa kaldırmıştı.

Gittiği her mekanda Cihad’ı anlatıp Şeyh Usame’yi sevdiğini belirtir ve Şeyhi sevmeyen veya eleştirenlerden uzak dururdu.

Hak Cihadın El Kaide ve ona bağlı guruplar olduğunu söyler, çevresindeki insanlara Amerikalılarla savaşılması gerektiğini anlatırdı. Kafirlere ve yardımcılarına daima kin besler, kin beslemeyenlerden uzak dururdu ve asla taviz vermezdi.

Bu güzel hasletinden dolayı bazı tanıdığı kişiler ondan uzak bile durmaya başladı. Çünkü hakkı çekinmeden açıkça söylemesi ve her yerde bunu dile getirmesi bazılarını rahatsız ediyor ve korkutuyordu.

Şehid Ebu Muhammed Ömer abimiz hepimizin yakından tanıdığı ve sesine hayran olduğumuz biriydi. Kendisi dünyanın ve Türkiye’nin ilk Türkçe Neşid Kaseti olan El-Kıtal’ı seslendiren mucadele.com’un gizli kahramanıydı. Şehid ağabeyimizi tanımak isteyen El-Kıtal’ı muhakkak dinlemeli çünkü o yaşadıklarını ve hissettiklerini kaleme alıp bestelerdi.

Kazancından evine gereğinden fazla hiçbir şey almaz Müslümanlara harcardı. Son aldığı işlerin bir çoğunu işverenlerin dini yaşamamasından dolayı geri çevirmişti. Yanında çalışmadığı günler bile, yanında çalışan Müslümanlara günlüklerini verirdi. Gerçekten Müslümanlara karşı çok cömert ve merhametliydi. Cihada giderken arasının bozuk olduğu kişiler bile, yanlış yaptıklarını ve hata ettiklerini söyleyip Ebu Muhammed Ömer’e hak vermiş ve onu rahmetle anmışlardır.

Sert mizacının altında çok hassas bir ruh taşıyordu. Çocuklarının dünya değil de ahiretlerini kurtaracak olan eğitimlerine çok önem verirdi. Bundan dolayı okula yazdırdığı kızında olumsuz değişikler görmüş, ahlakının bozulduğunu fark edince iki hafta sonra kızını okuldan almıştı. “Okulda çocuklarımıza şirki aşılıyorlar. Başka bir alternatif buluncaya kadar çocuklarımızı kendimiz eğitmemiz gerekiyor” derdi. Çocuklarına cennete onları nasıl bir hayatın beklediğini ve cennet nimetlerini anlatırdı. Çocukları da kendisi gibi, kafirleri tanıyıp büyüyünce onları öldüreceklerini söylerlerdi. Normal çocukların oynadığı oyunlardan farklı olarak iki katlı ranzadan aşağı atlar, ellerindeki silahlarla bilgisayarda gördükleri kafir görüntülerine ateş ederlerdi.

Cennet hakkında değişik düşünceleri ve hayalleri vardı. Bunlardan birkaçı:

Mercedes Vito alıp uçurumdan aşağı doğru sürmek,

Hurilerle bolca zaman geçirmek,

Bush ve diğer kafirlerin tek tek boyunlarını kesmek,

Mücahidlerle güreşmek (Hattab, Şamil vs.)

Cennete koşarak girmek,

Peygamberimiz sav.’i davet edip onun için kurban kesmek,

Düğün yapıp tüm cennet ehlini davet etmek gibi.

Cennet için planladığı bu hayalleri dünyada yapmayı hiç düşünmüyordu. Dünyalık bir hayal kurmazdı. Zulüm gören kardeşlerini seyrettikçe; “Bu böyle olmayacak, ben artık kendimi patlatmalıyım” dedi.

Ve arşı direksiz tutan ALLAH’a yemin olsun ki, ALLAH onu doğruladı ve Ebu Muhammed Ömer ağabeyimiz dediğini yaptı.

ALLAH şehadetini kabul etsin. Amin.

Kaynak: Fussilet